Dereli Maden has always been a great contribution to the country, to the world and to itself by containing grand productive power. Led by Yalçın Dereli, now in its third generation, it aspires towards growth, expansion and flourishing, which now brings out the desire to embrace yet another important type of production: artistic creation. We started out dreaming of bringing together the ancient human need to create art with our marble stones, offering the material that we know best, to the service of art, artists and creation, and being able to support artists. We are Dereli Art Project: In this relentlessly consumerist age of technology, we believe in the magic of creation, the healing power of art, the harmony that will be created when different disciplines come together and that «beauty will save the world».
We wanted to add a new dimension to something we already do with love, and thereby enrich our inner world and share it with the world. Our desire was to add a function and a purpose to the stones that are carved out in quarries and buried back into the ground because they have no use. We asked ourselves the question: «how can we create a zero-waste mining facility?» We reminded ourselves that every material on earth has a purpose, a path, and a story. Sustainability became our road map and we began to look for a way for these stones to find their own stories. We then discovered that the marble that is considered waste by the manufacturer can be quite the treasure by others. Our adventure started in Summer 2020 when we invited a group of young sculptors to our quarry on Marmara Island, and those stones began to birth their inner gems in the hands of such keen young hands.
Our guiding genius has been Michelangelo, who once said: “The marble not yet carved can hold the form of every thought the greatest artist has.” We came to realize that as the works of art is carved out of the marble stones, these young sculptors would also be transformed, taking their very first steps to give birth to the great artists dormant inside of them. We have now surrendered ourselves to the pleasure of being the intermediary vessel, the matchmaker of love waiting to be born and the protector of the artwork that will be brought to life.
Encouraging young artists will always be among our primary goals; we will firmly stand by this decision. It is our intuition, however, that the Dereli Art Project still has a long way to go. Hosting exhibitions of the artwork to be created at the quarry, turning our space on the island into an art collective, offering a platform not only for sculpture but for other disciplines of art as well, and giving support to artistic-cultural and restoration projects initiated by different institutions only make up a portion of our dreams. We know that none of them is impossible. This passion was the very reason why we began this journey in the first place. Now we want to expand it together. We’re so glad that you’ve made it here, so happy that you are here.
Dereli Art Project üreten, üreterek kendine, ülkeye, dünyaya katkı sunan bir firmanın; Dereli Maden’in; Yalçın Dereli’nin başını çektiği üçüncü kuşağının çoğalma, büyüme, serpilme arzusunun çok kıymetli bir başka üretim biçimini destekleme arzusundan doğdu: sanatsal üretim. İnsan soyunun en kadim huylarından biri olan sanat üretme ihtiyacını ürettiğimiz kadim taş mermerle buluşturma, en iyi bildiğimiz malzemeyi sanata, sanatçıya, sanat üretimine sunma ve sanatçıları destekleme hayaliyle yola çıktık. Biz Dereli Art Project’iz: Bu acımasız tüketim çağında inadına üretmenin sihrine, sanatın iyileştirici gücüne, farklı disiplinlerin bir araya gelince yaratacağı harmoniye, “dünyayı güzelliğin kurtaracağına” inanıyoruz.
Severek yaptığımız işe yeni bir boyut katmak, manen zenginleşmek, paylaşmak istedik. Her mermer ocağında üretim sırasında çıkarılan ve değerlendirilemedikleri için toprağa geri gömülen taşlara bir fonksiyon, bir amaç katmayı arzu ettik, “nasıl sıfır atık bir mermer ocağı yaratabiliriz” diye sorduk kendimize. Yer yüzündeki her maddenin bir amacı, yolu, hikâyesi olduğunu kendimize hatırlattık, sürdürülebilirliği haritamız yaptık ve bu taşların kendi öykülerini bulmalarının yolunu aramaya başladık. Üretici için “atık” mermerlerin, bir başkası için bir hazine olabileceğini keşfettik. 2020 yazında genç heykeltıraşları Marmara Adası’ndaki ocağımıza davet ederek bu serüvene başladık. O taşlar, o genç ve hevesli ellerde içlerindeki cevherleri doğurmaya başladılar.
Michelangelo’nun “henüz yontulmamış mermer, bir büyük sanatçının sahip olduğu tüm ihtişamlı fikirleri içinde barındırır” sözünü hiç unutmadık, mermerler yontulup içlerindeki eseri doğururken, taşla beraber genç heykeltıraşların da dönüşeceğinin, onların da içlerindeki büyük sanatçıyı doğurmak yolunda ilk adımlarını atacaklarının ayırdına vardık. Bu buluşmanın aracısı, doğacak aşkın çöpçatanı, ortaya çıkacak eserin koruyucusu olmanın hazzını yaşamaya kendimizi bıraktık.
Genç sanatçıları desteklemek her zaman ilk hedeflerimizden biri olacak, bunu bir kenara yazdık. Ancak Dereli Art Project’in yolunun uzun olacağını da biliyor, seziyoruz. Hayalimizde ocakta üretilen eserlerden düzenlenecek sergilere ev sahipliği yapmak, adadaki mekanımızı bir sanatçı kolektifine dönüştürmek, sadece heykel değil, başka disiplinler için de bir platform sunmak, çeşitli kurumların kültür-sanat ve restorasyon projelerine destek vermek var. Ve biliyoruz ki hiçbiri imkansız değil. Bizi bu yola bir tutku düşürdü. Şimdi onu beraberce büyütmek istiyoruz. İyi ki geldiniz, iyi ki buradasınız.
©2022 banukarakas.com | Tüm hakları saklıdır.
web tasarım: mare.design